Kadın ve Demokrasi Vakfının (KADEM) düzenlediği Kadın Araştırmaları Kongresi’nde, kadınların kamusal yaşama ve toplumsal kalkınmaya katkıları “sivil toplum ve kadın” temasıyla ele alındı.
KADEM Kadın Araştırmaları Dergisi öncülüğünde düzenlenen kongre, İstanbul Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, İbn Haldun Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi ortaklığıyla İÜ Beyazıt Yerleşkesi Rektörlük Binasında gerçekleştirildi.
Kongrenin açılışında konuşan KADEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Sevim Zehra Can Kaya, Filistin’de hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diledi.
Gazze’de 27 gündür insanlık suçu işlendiğini kaydeden Kaya, İsrail’in her gün kadın, çocuk, sivil demeden hastaneleri, okulları bombaladığını, Gazze halkının hayatta kalma mücadelesi verdiğini söyledi.
KADEM’in de içinde bulunduğu Filistinli Kadınlarla Dayanışma İnisiyatifi’nin Sultanahmet Meydanı’nda 15 gün süreyle nöbette olacağını, 8 Kasım’da ise dayanışma nöbetini KADEM’in devralacağını kaydeden Kaya, dünyaya güçlü bir ses verebilmek adına kadınların dayanışma nöbetine katılması çağrısında bulundu.
“Kadına yönelik şiddetin her türlüsüyle mücadele ediyoruz”
Kaya, vakfın 2013’te kadın haklarını savunmak üzere kurulduğunu belirterek, “Varoluşta eşitlik, sorumlulukta adalet” ilkesiyle kadının onuruyla yaşayabileceği güvenli bir toplum inşa etmek için çabaladıklarını söyledi.
Kadınların fiziksel, sosyal, psikolojik ve ekonomik açıdan her anlamda iyi oluş halinin sağlanması, toplumsal hayatın her alanında fırsat eşitliğine ulaşmasını hedeflediklerini aktaran Kaya, bu doğrultuda 10 yıldır hak savunuculuğu yaptıklarını, kadına yönelik şiddetin her türlüsüyle mücadele ettiklerini, önemli projeler ve kampanyalar yürüttüklerini belirtti.
Kaya, 53 temsilcilikle Türkiye’nin her yerinden kadınlara, Genç KADEM’le de gençlere ulaştıklarını, söylemlerini uluslararası platformlara taşıdıklarını, kadın sorunlarına bölgesel ve küresel çözümler üretmek için çabaladıklarını ifade etti.
Bunların yanı sıra akademik çalışmalarının da artarak devam ettiğine değinen Kaya, kadın literatürüne katkıda bulunmak adına 6 ayda bir hakemli Kadın Araştırmaları Dergisi’ni yayımladıklarını, akademik kongreler ve uluslararası zirveler düzenlediklerini kaydetti.
Bu yıl 9’uncusunu gerçekleştirdikleri Kadın Araştırmaları Kongresi’nin de bunlardan biri olduğuna işaret eden Kaya, kongrede kadına ilişkin konuları disiplinler arası bir platformda tartışmaya açtıklarını dile getirdi.
Kaya, bu tartışmalarda ortaya çıkan fikir ve önerilerle söylemlerini yeniden inşa ettiklerini, literatürdeki veya uygulamadaki eksikleri tespit ederek yeni çalışma alanlarını belirlediklerini aktardı.
“Kadınlar her dönemde sivil toplumun başat aktörü olarak karşımıza çıkıyor”
Kaya, bugüne kadar kadın ve yoksulluk, aile, ebeveynlik, pandemi, kadın ve mekan gibi başlıklarda kongreler gerçekleştirdiklerini belirtti.
Bu yıl da kongrenin temasını “Sivil toplum ve kadın” olarak belirlediklerini aktaran Kaya, şöyle konuştu:
“Türkiye’deki en güçlü kadın hareketi olarak bizler, yüzlerce yıllık sivil toplum kültürünün taşıyıcısı ve sürdürücüsü olarak kabul ediyoruz kendimizi. Bugün sivil toplum Batı’dan öğrendiğimiz modern bir olgu gibi görülebilir, esasında bu topraklardaki kökleri çok daha derindir. 8. yüzyılın ortalarına kadar uzanan, Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Cumhuriyet’ten günümüze kadar yüzlerce yıllık bir sivil toplum mirasından bahsediyoruz. Kadınlar her dönemde sivil toplumun başat aktörü olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle Osmanlı’da kadınların kurduğu ve bizzat yönettiği vakıf örneklerinde bunu açıkça görebiliyoruz. Bu coğrafyada kadınlar yüzlerce yıl, sivil yapılanmalar etrafında bir araya gelmiş, haklarını aramış, milletin yaralarını sarmış, sosyal değişime öncülük etmiştir.”
Kongrede, “Geçmişten bugüne sivil toplumda kadınların temel hedefi ve motivasyonu neydi?”, “En zor şartlarda dahi varlıklarını sürdürmeyi nasıl başardılar?”, “Türkiye’de ve dünyada, geçmişte ve günümüzde kadınların sivil toplum yönelimleri nasıl bir çerçeve çiziyor?” sorularına cevap arayacaklarını kaydeden Kaya, sivil toplum ve kadın ilişkisini, tarihi süreç, etik, estetik, dini ve politik değerler bakımından yeniden masaya yatıracaklarını söyledi.
Kaya, kongrenin sunulacak bildiriler ve paylaşılacak deneyimler açısından çok yönlü bir tartışma zemini oluşturacağını, kadın ve sivil topluma dair sosyal politikalara, yeni stratejilere de katkı sunacağını sözlerine ekledi.
Sivil toplum ve kadın ilişkisi 4 oturumda ele alınacak
Açılışın ardından düzenlenen “Vakıf Kadınlar” konulu panelde, İlke Kadın İlim Kültür ve Dayanışma Derneği (İLKDER) Yönetim Kurulu Başkanı Özden Sönmez “Yarım asırlık STK serüveni: İLKDER kadın”, Paylaşmaktır Hayat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sevde Sevan Usak “İstanbul’dan Afrika’daki Masai köyüne” ve Kudüs Platformu Kurucu Üyesi Ayşegül Yıldırım Kara “Bir gönül yolculuğu: Kudüs’ün izinde sivil toplum çalışmaları” başlıklarında tecrübe paylaşımında bulundu.
Kongre, öğleden sonra, “Tarihte kadın örgütlenmelerinin sivil toplum faaliyetleri”, “Sivil toplum yapılanmaları”, “İnanç ekseninde kadın hareketleri”, “Sivil toplum ve psikoloji”, “Türkiye’de sivil toplum örgütlerinde kadın görünürlüğü”, “Türkiye’de kadın odaklı sivil toplum yapılanmaları”, “Dünyada kadın odaklı sivil toplum yapılanmaları”, “Siyaset, devlet ve sivil toplum”, “Afet ve sivil toplum”, “Sivil toplum ve iletişim”, “Kadınların eğitiminde sivil toplum kuruluşlarının rolü”, “Sosyal yaşamda kadın ve aile” başlıklarında 12 ayrı salonda düzenlenen 4 oturum halinde devam edecek.
Gün boyunca sürecek oturumların ardından kongre, sonuç bildirgesinin okunmasıyla sona erecek.